Yapılan Seans: 19
Danışan Sayısı: 6
Dil ve konuşma terapisti yani DKT, insanların iletişimi ve dil ile konuşma yetileri gibi konular ile ilgilenir. Bütün yaş gruplarında konuşma, ses ve yutma fonksiyonlarının yanı sıra dil bozukluklarının tedavisinde de görevalır.
Dil ve konuşma terapisti; insan iletişimi kapsamında yer alan bozuklukların yaşam boyunca önlenmesi, ayırıcı tanının konulması, değerlendirilmesi, tedavi edilmesi ve bilimsel açıdan incelemesi gibi konulardan sorumlu olan bir sağlık meslek grubudur.
Konuşma ve dil terapisti kapsamında çalışan uzmanların hizmet alanlarından kısaca şu şekilde söz etmek mümkündür:
Konuşma sesi bozuklukları yani KSB, çocukların konuşma sesleri üretme sırasında yaşadıkları zorlukları tanımlar. Konuşma sesi bozukluğu; konuşmanın anlaşılır olmasını bozan ya da sözel şekilde aktarılmasını engelleyen aynı zamanda konuşmada kullanılan sesleri çıkarma noktasında süregiden bir güçlük durumudur.
Konuşma bozukluğu; etkin iletişimde birtakım kısıtlılıklara sebebiyet verir. Aynı zamanda toplumsal yaşamı, okul hayatını tek tek ya da komple şekilde engelleyebilir. Belirtiler çoğu zaman erken gelişim evresinde kendini gösterir. Bu sorun da kendi içinde gruplara ayrılır.
Artikülasyon yani sesletim bozukluğu; ses, hece ya da kelimelerin yanlış üretilmesi şeklinde ifade edilir. Dinleyenler çocukların ne söylediğini anlamak adına ekstra fazla dikkat harcar. Bu durum ise çocuğun okul veya mesleki başarısının yanı sıra toplumsal iletişimini de büyük oranda etkiler. Söz konusu bozukluğun şiddeti ise konuşmadaki küçük aksaklık durumlarından hiçbir şekilde anlaşılmayan bir konuşmaya kadar farklılık gösterir.
Fonolojik yani sesbilgisel bozukluklar; genel olarak çocuklarda görülür. Bu bozukluklar, bir konuşma ses bozukluğu şeklinde tanımlanır. Fonolojik sorunu bulunan çocuklarda, konuşma noktasında ihtiyaç duyulan seslerinin tamamı ya da bir kısmının üretilmesi yeteneği tam anlamıyla gelişmemiştir. Kelime seslerini ya da sözcükleri oluşturmak adına yeteneklerini kendi yaşıtlarının seviyesinde kullanamazlar. Kullandıkları farklı konuşma sesleri ise sayıca azdır. Aynı zamanda konuşma seslerinin hecelerle birleştirilmiş sözcük düzeyinde kullanılması noktasında da büyük ölçüde yetersiz kalırlar.
Akıcılık bozuklukları; çoğu zaman ses, hece, kelime ve ifadelerde tekrar şeklinde kendini gösterebilir. Akıcı konuşma bozukluğu; hız ve ritmin anormal biçimde karakterize olması, buna bağlı şekilde de konuşmanın akışında meydana gelen kesilmelerdir. Bu kesilmelere aşırı oranda gerginlik ya da kaçınma davranışı gibi ikincil davranışlar dahi eşlik edebilir. Akıcılık bozukluğu öncesinde hem gelişimsel hem de edinilmiş olarak incelenebilir. Ancak genellikle beyinde mevcut bir şey olduğu kabul görür.
Kekemelik, çocuklar konuşma bozukluğu arasında yer alır. Kekemelik; kelime, ses ya da hecelerin tekrarlanmasının yanı sıra konuşurken duraklama veya dengesiz hız ile karakterize olan bir konuşma bozukluğudur. Genellikle 2 ile 6 yaş arasındaki çocuklarda meydana gelir. Bütün çocukların ortalama %5 ile 'luk dilimini etkiler. Bu sorunun görüldüğü çocukların %’inden çoğunda söz konusu durum yetişkinlik sürecine devam etmez. Genel olarak çocukların gelişimi ilerledikçe tam anlamıyla kaybolur.
Takifemi yani hızlı bozuk konuşma; konuşmanın anormal şekilde hızlı, düzensiz ya da her iki durumun beraber gözlendiği bir sorundur. Ses, hece, kelime ve duraklama örüntüsü normal düzeyden daha farklıdır. Akıcılık bozukluğu da fark edilebilir düzeydedir. Ancak bu sorun kekemelikten daha farklıdır. Böyle durumlarda konuşma terapisti aracılığıyla yardım almakta fayda vardır.
Ağızdan alınan herhangi bir gıdanın yutulamaması, söz konusu besinin yutma süresinin ekstra uzaması ya da yutulmasında güçlükler yaşanması yutma bozuklukları şeklinde ifade edilir. Bu durum hayati beslenmenin rutin düzeyde sürdürülmesine engel olur. Aynı zamanda solunum yollarına kaçan gıda, akciğer enfeksiyonuna da yol açabilir. Bu açıdan da hayatı tehdit eder. Yutma bozukluklarının tanı ve tedavisi süreci son derece önemlidir.
Gecikmiş dil ve konuşma bozuklukları; çocuğun, hem konuşulanları anlama hem de konuşmayı kullanıp iletişim kurma yetilerinin yaşıtlarından kısmi oranda geri kalması durumudur. Çocuklar için konuşma terapisi süresi, sorunun sebebine göre birkaç ay ile yıl arasında değişiklik gösterebilir. Konuşmanın gecikmesinin sebeplerinin belirlenmesinin ardından çocuğa özel bir çalışma programı oluşturulur.
Motor konuşma bozuklukları; merkezi veya periferik sinir sisteminin aldığı hasara bağlı olarak meydana gelen konuşma bozuklukları şeklinde ifade edilir. Motor konuşma bozukluğu tipleri kısaca; Dizartri ve apraksi şeklinde iki farklı gruba ayrılır. Konuşma apraksisi ya da sözel apraksi ise, bir insanın söylemek istediklerini doğru şekilde söyleme konusunda zorlanmasıdır. Bu durumlarda konuşma bozukluğu tedavisi alınması gerekir.
Dizartri; merkezi sinir sistemi, çevresel sinir sistemi ya da her iki sistemde meydana gelen hasara bağlı olarak gelişir. Konuşma düzeneğinin kontrolünü sağlayan kaslarda flaksidite, spastisite, koordinasyon bozukluğu ortaya çıkar. Aynı zamanda paralizi sonucunda konuşmanın solunum, rezonans, sesleme, sesletim ya da prozodik özellikleri etkilenir. Buna bağlı olarak anlaşılabilirlik özelliği de sınırlanır. Bu sorun; bir motor konuşma bozukluğu şeklinde tanımlanır.
Apraksi; kişinin daha önceden öğrendiği hareketleri, yeterli anlama, istek aynı zamanda hareket kapasitesi bulunmasına rağmen yapamaması durumudur. Beyinde öğrenilmiş olan hareketler ile ilgili sinir yollarını etkileyen hasarlar, çoğu zaman apraksiye neden olabilir. Apraksili kişiler düğme iliklemek ya da ayakkabı bağlamak gibi günlük yaşam aktivitelerini dahi rahat biçimde yapamayabilir. Bu nedenle de diğer insanlara bağımlı olabilirler. Bu sorun da kendi içinde gruplara ayrılır.
Edinilmiş konuşma apraksisi; aslında her yaştan insanı etkileyebilir. Genel olarak yetişkin bireylerde gözlenir. Beynin konuşma ile alakalı olan bölümlerinin hasarlanması dan dolayı mevcut konuşma becerilerinde kayıp ya da yetersizlik şeklinde ortaya çıkar. Beyindeki hasar, inme, felç, tümör, beyin travması ya da beyni etkileyen farklı hastalıktan kaynaklanabilir.
Çocukluk çağı konuşma apraksisi yani ÇÇKA; son derece nadir olmasına rağmen, çocuklarda ortaya çıkan bir çeşit konuşma bozukluğudur. Diğer konuşma bozukluklarından daha farklıdır. Bu sorun, nörolojik temelli olan bir bozukluktur. Sinir sistemi ile alakalı problemlere bağlı olarak ortaya çıkar. Bu sorun, nörolojik taramalar aracılığıyla teşhis edilemez. Dolayısıyla gizli bir hastalıktır. Bu noktada konuşma bozukluğu tedavisi almak gerekir.
Nörolojik edinilmiş dil bozuklukları, genel olarak beyindeki konuşma merkezleri üzerinde meydana gelen herhangi bir hasar sonucunda ortaya çıkan konuşma bozuklukları şeklinde ifade edilir. Özellikle kafatasındaki yaralanmalarda beyinde yer alan çeşitli alanların etkilenmiş olduğu hasarlar ile birlikte konuşma ve dil alanları da çoğu zaman bu şekilde etkilenir.
Afazi; beyin kanaması, inme ya da felç gibi serebrovasküler rahatsızlıkların sonucunda beynin konuşma bölümlerinde meydana gelen hasara verilen isimdir. Beynin konuşma merkezi üzerinde oluşan bu hasar; kişilerde konuşma bozukluğu, algı ve verilen yanıtlarda tutarsızlık ya da iletişim problemleri gibi bazı sorunlar ortaya çıkarır.
Disfoni ya da diğer bir ifadeyle ses bozuklukları; genellikle seslerin yanlış veya çok kullanımı sonucunda ortaya çıkan fonksiyonel ses bozukluğu halinde olabilir. Aynı zamanda nörojenik, organik ya da psikolojik sebeplerden dolayı dahi gelişebilir. Ses bozuklukları, hayat kalitesi üzerinde de son derece önemli bir etkiye sahiptir.
Konuşma bozukluğu için hangi doktora gidilir sorusu, her zaman merak uyandırır. Çocuklarda meydana gelen konuşma bozuklukları için hastanelerin nöroloji bölümlerine gidilmesi gerekir. Medikal ya da cerrahi tedavinin gerek duyulmadığı bir durum var ise uzman doktorlar, bu noktada konuşma terapistlerine de yönlendirebilir. Böyle durumlarda ise bağırarak konuşma tedavisi ya da dil terapist aktiviteleri uygulanır. Model ve tekrarlama yöntemi, çocukların dil kurallarını pratik edip kelime haznesini geliştirmek amacıyla uygulanan bir tedavi şeklidir. Artikülasyon terapisi ise genel olarak çocuklarda meydana konuşma bozukluklarında sıklıkla tercih edilen bir yöntemdir.
Konuşma terapisi nasıl alınır sorusu da her dönem merak uyandırır. Dil ve konuşma terapisi esnasında ne olacağı, söz konusu kişinin hem yaşına hem sahip olunan konuşma bozukluğunun çeşidi dahil pek çok faktöre bağlıdır. 3 yaş konuşma terapisi, genel olarak sıralama etkinlikleri ya da dil tabanlı oyunları içerir. Yetişkinler için ise belirli becerilerin geliştirip yeniden oluşturmaya odaklanır. Dil ve konuşma terapisti, kişilerin durumuna göre uygun tedavi tekniğini önerir.
Dil ve konuşma terapi süreci, yaşanan problemlerin durumuna göre farklılık gösterir. Eğer kekemelik rahatsızlığından dolayı bir çözüm aranıyorsa, söz konusu sorunun temel sebebi seans süresini büyük oranda belirler. Her seansta, ciddi oranda iyileşme fark edilir. Ancak tam anlamıyla düzelme süreci belirsizdir. Bu nedenle terapilere düzenli şekilde devam etmek, son derece önemlidir.
Dil ve konuşma bozuklukları durumunda ne kadar erken zamanda müdahale edilirse o kadar iyi sonuçlara ulaşılır. Çocukların özellikle 2.5 yaşından sonra kelime dağarcığı hızlı bir şekilde gelişir. Bu sebeple 3 yaş öncesinde başlayan tedavi sayesinde çocukların gelişimsel eğrisini değiştirmek de mümkün hale gelir. Eğer kendinizde veya çocuğunuzda konuşma bozukluğu bulunuyorsa mutlaka uzmandan yardım almak gerekir.
Erken müdahale ile ebeveynlerin hem kendilerinin hem de çocuklarının hakkındaki düşünceleri ile davranışlarında daha güçlü becerilere sahip olduğu gözlenir. Aynı zamanda dil ve konuşma bozukluklarında erken müdahale eğitimi alan ailelerin çocuklarının ihtiyaç duyduğu destek ve bakımı daha iyi şekilde verebildikleri görülür.
Dil ve konuşma terapisti; farklı düzeylerde konuşma, dil ve iletişim sorunları bulunan veya yutma, yeme ya da içme zorluğu yaşayan bebek, çocuk ile yetişkinleri tedavi eder. Yarık damak, ses bozuklukları, kekemelik ya da konuşmada gecikme gibi pek çok rahatsızlığı tedavi etmek de yine çocuk konuşma terapisti görevleri arasında yer alır.
Bazı konuşma sorunda haftada 1 ya da 2 seans alınarak çözülemeyebilir. Aileler bu durumlarda ev, okul ve günlük yaşamda bireyin hem dil hem de konuşma terapi sürecine destekte bulunmaları gerekir. Bu noktada dil terapistinden destek alınması önerilir. Bireyde uzun yıllar artikülasyon ya da fonolojik bozukluk meydana gelmesi durumlarında düzeltilmesi haftada 1 ile 2 seansla mümkün olmaz. Alışkanlık halinde olan bir konuşmanın düzeltilmesi adına özenli biçimde çalışma programı gerekmektedir. Dil ve konuşma terapistlerinden yardım alarak günlük yaşamda bu sürece nasıl destek olunacağı hakkında bilgi almak gerekir.
Dil ve konuşma terapisinin başarısı ile işe yaradığını belirleyen en önemli etken ailenin bu sürece ne kadar katılım sağladığıdır. Dil, şüphesiz en iyi şekilde doğal ortamlarda öğrenilir. Bu sebeple terapi seanslarında edinilen yetilerin çocukların doğal ortamında pekiştirilmesi son derece önemlidir. Evde yapılacak konuşma terapisi de bu noktada büyük oranda fayda sağlar.
Dil terapisi seans ücretleri, pek çok faktör kapsamında farklılık gösterir. Bu noktada terapinin alınacağı terapist, fazlasıyla rol oynar. Dil ve konuşma terapisi seans ücretleri, pek çok farklı bütçeye hitap edecek şekildedir. Bu sayede kişiler, söz konusu hizmeti rahat bir şekilde alabilir.
Dil ve konuşma terapisti mesleğini icra etmek için üniversitelerin dört yıl şeklinde eğitim veren Dil ve Konuşma Terapisi bölümünden lisans seviyesi ile mezun olunması gerekir. Ayrıca üniversitelerin Dil ve Konuşma Terapisi yüksek lisans programları da bulunur.
Dil ve konuşma terapisi konusunda Kidolog; hem fiyat hem de hizmet açısından son derece güvenlidir. Alanında uzman terapistler ile kısa süre içinde mevcut soruna çözüm bulmak mümkün hale gelir.
Yapılan Seans: 19
Danışan Sayısı: 6