Yas Süreci & Bağlanma

Yas Süreci & Bağlanma

Yas Süreci & Bağlanma

Yas

Yas kavramını tanımlamadan önce ‘’yas süreci veya yas tutma davranışları’’ hakkında bilmemiz gerekir ki bireyler bu süreci yaşarken tamamen kendilerine özgü davranışlar sergilerler. Yas süreçleri birbirinden farklıdır. Bu farklılıklar; karakteristik özellikleri, ölen kişi ile kurulan bağ, baş etme becerileri, inançlar, patolojik öyküsü, sosyal destek durumu, ekonomik koşulları ve ölüme bakış açısı gibi etmenler bireylerin yas sürecini farklı şekillerde sürdürmelerine neden olmaktadır. 

C. S. Lewis’e göre yas, uzun ve dolambaçlı bir vadiye benzemektedir. Yas süreci de bu vadi gibi inişli çıkışlı bir yolculuktur. Bu yolculuklar kimi zaman güneşli bulutlu kimi zaman fırtınalarla dolu bir süreçtir. Yas, yakınımızın ölümüne yönelik fiziksel, (nefes darlığı, enerjisizlik, iştahın artması/azalması vs.) bilişsel, (inkar, görsel-işitsel halüsinasyonlar vs.) duygusal, (şok, üzüntü, öfke, ümitsizlik, suçlama vs.) ve davranışsal (ağlamak, dalgınlık, uyku bozukluğu, sosyal alandan uzaklaşmak vs.) tepkileri deneyimlediği ve yakınının ölümüne yönelik verilen evrensel tepkilerdir.

Bağlanma

Bağlanma kavramı, bireylerin erken bebeklik döneminde bakım vereni (anne, baba, bakıcı, anneanne/babaanne vs.) ile arasında kurduğu bağ, duygusal bir ilişki olarak açıklanmaktadır. Bebeklik döneminin ilk yıllarında kurulan bu bağ, bireyin kişilik özelliklerini etkilemektedir. Birey bu özelliklerle birlikte yaşamı sürecinde karşılaşacağı değişikliklere karşı bir direnç oluşturmaktadır.

Bireylerin yetişkin dönemlerinde yaşamındaki insanlarla kurduğu ilişkilerinde beklentilerini yöneten aslında kendisinin erken dönemlerinde annesiyle/bakım vereniyle kurduğu bağlanma ilişkisine dayanmaktadır. Özellikle tehlikeli veya kaygılı ortamlarda anne ve çocuğun birbirilerine güvenli ortam yaratmaları ve birbirlerine destek sağlamaları bağlanma ilişkisini oluşturan en önemli faktörlerden birisidir.

Bağlanma, göz teması kurmak, sarılmak, anne/bakım verene daha yakın durmak, gülümsemek, ağlamak gibi davranışlardan oluşmaktadır. Bağlanma davranışları tehlikeli, kaygılı veya yabancı bir ortamda ortaya çıkmaktadır. Peki bu davranışları nasıl değerlendirebiliriz? Bebekler bu ortamlarda anneye/bakım verene kolaylıkla ulaşabiliyorsa ve anne/bakım veren bu durumlara duyarlıysa o bebeğin güven duygusunun geliştiğini söyleyebiliriz.

Bağlanma stilleri ise dört aşamadan oluşmaktadır. Bunlar; güvenli bağlanma, kaçıngan bağlanma, kaygılı/kararsız bağlanma ve düzensiz bağlanmadan oluşmaktadır.

Bowlby ‘’Bağlanma Kuramı’’

Bağlanma kuramının temel tanımı, annenin veya bakım verenin bebeğine dış dünyayı tanımasına olanak sağlayacağı ve güvenli bir ortamda duygularıyla hareket edebileceği güvenilir bir ortam oluşturmasıdır. Bowlby’e göre, anne/bakım vereni ve bebek arasında güvenli bir bağ kurulursa bebeğin yaşamı boyunca sağlıklı bir psikolojik gelişim sürdürmesine neden olacaktır. Bağlanma kuramına göre bireylerin yaşamı boyunca üç temel amacı vardır.

Bunlar;

-Her zaman geri dönebileceğin güvenli bir ortamın bulunması

-Fiziksel ihtiyaçlarını karşılayabilmek

-Güven duygusunu oluşturmak

Bowlby’nin yaptığı klinik çalışmalarına göre bu ihtiyaçlar gereken düzeyde karşılanmaz ise bireyin benlik algısıyla ilişkili olabilecek patolojiler oluşabileceğini ve bebeğin sağlıklı psikolojik gelişimi sürdüremeyeceğini öne sürmektedir.

Yas Süreci ve Bağlanma İlişkisi

Güvenli bağlanma ilişkisi kuran bireyler yas sürecinde kayıp ve iyileşme arasında sağlıklı bir süreç deneyimler. Bu kişiler diğer kişilere kıyasla daha iyimser bir süreç geçirirler. Problem odaklı hareket ederler. Ayrıca sosyal destek almaktan çekinmezler.

Kaçıngan bağlanma ilişkisi kuran bireyler yas sürecinde iyileşmeye dair davranışlara odaklanamazlar veya engellenen yas davranışlarını sergilerler. Bu kişiler duygularını bastırlar, hiçbir şey olmamış gibi başa çıkma davranışlarıyla hayatlarını sürdürmeye çalışırlar. Ölen kişi ile kurduğu bağ çok zayıftır.

Kaygılı ve kararsız bağlanma ilişkisi kuran bireyler yas sürecinde iyileşme ile ilgili davranışlardan ziyade kayıp kısmına odaklanırlar. Ölen kişi ile kurduğu bağ çok güçlüdür.

Düzensiz bağlanma ilişkisi kuran bireyler yas sürecinde hatıraları hatırlamak veya konuşmakta pek rahat olmazlar. Bu bağlanmaya sahip kişiler travmatik yas davranışları göstermektedirler.

 

KAYNAKÇA

Gross, R. (2020). Yas Psikolojisi (1. baskı) M. D. Pak, Güre Çev. Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık. (Orijinal çalışma basım tarihi 2018).

Hamzaçebi, N. (2016). Bağlanma stillerinin yas sürecine etkileri (Master's thesis, Sosyal Bilimler Enstitüsü).

Tüzün, O., & Sayar, K. (2006). Bağlanma kuramı ve psikopatoloji. Düşünen Adam19(1), 24-39.

Yayımlama Tarihi: 22 Şubat 2022
Güncelleme Tarihi: 5 Nisan 2022
Yayımlama Tarihi:
22 Şubat 2022
Güncelleme Tarihi:
5 Nisan 2022

Merhaba, ben Psikolog Pınar Özdemir. Psikoloji lisansımı Maltepe Üniversitesinde tamamladım. Halen bilişsel davranışçı terapi eğitimini almaktayım. Bireysel (çözüm odaklı ve bdt) ve oyun terapisi alanında aktif olarak terapi vermekteyim. .

Diğer Yazılar
Nerede Olursanız Olun
Her Zaman Sizinleyiz

Online Seans Almak ve Uzmana Ücretsiz Soru Sormak Için Kaydolun

Mobil Uygulamayı İndir Tüm Uzmanları Görüntüle