Somatizasyon terimini ilk kez Stekel adında bir psikanalistin kullandığı görülmüştür (Lipowski 1990).Somatizasyon en açık tanımıyla, yaşanılan stres ve ruhsal sıkıntıların bedensel olarak ifade edilmesi denilebilmektedir. Sağlık hizmetlerinde görülme oranı %20-30 arasında olmaktadır (Goldberg ve Bridges 1988). Somatizasyon bozukluğu, en fazla depresyon ve kaygı bozukluğuyla birlikte görülmektedir.
Aile üyelerinde bedensel hastalık ya da hastalık davranışlarının bulunması ve çocuğun bedensel yakınmalar vasıtasıyla çevreden ilgi ve sevgi toplamaya ilişkin erken yaşam deneyimleri somatizasyonu destekleyebilmektedir. Diğer yandan somatizasyonun erkeklere oranla kadınlarda daha sık görüldüğü söylenebilmektedir (Cloninger ve ark. 1986).
Bu bozukluğa sahip kişiler genellikle ilk olarak çeşitli sağlık kuruluşlarına başvururlar fakat fizyolojik olarak açıklanabilecek herhangi bir sorunun varlığı bulunmamaktadır.
Somatizasyon bireyin acı çekmesine, ailesiyle olan ilişkilerinin, sosyal ve mesleki işlevselliğinin bozulmasına neden olabilmektedir. Bu yüzden doğru tedavi yaklaşımıyla hareket edilerek yaşam kalitelerini artırmaları sağlanabilir.
.