kidologlogo

Selektif Mutizm (Seçici Konuşmazlık) Nedir?

Selektif mutizm bireyin dil gelişimi ve dil becerisiyle ilgili eksiklik olmamasına rağmen kendini rahat ve güvende hissettiği ortamlar dışında kaygı ve korku geliştirme ihtimali olan sosyal ortamlarda kendini ifade etmeme, konuşmamayı tercih etme durumu olarak tanımlanmaktadır. Seçici konuşmazlık seçimlerinin birçok nedeni olabilmektedir. Birey bazen utandığı, bazen korktuğu için konuşmaktan kaçınmaktadır. Bazen de konuşmamayı seçmesi için bir neden bulunmayabilmektedir.

Seçici konuşmazlık %1 oranından az görülmektedir. Kızlarda erkeklere oranla görülme sıklığı daha fazladır. Seçici konuşmazlık başlama yaşı genelde 2-4 yaş arasındadır. Mutizm nadir görülen bir problemdir, sıklıkla çocuk yaşlarda özellikle de 4-8 yaşları arasında ortaya çıkmaktadır. Seçici konuşmazlık genellikle normal seyrinde kendiliğinden düzelmekte ve yaşla beraber sıklığı azalmaktadır.

Bireyin konuşmamayı tercih etme durumunun olması için en az iki ay devam etmesi gerekmektedir. Seçici konuşmazlığı olan bireyler genellikle göz kontağı kurmamayı, kendisine soru yöneltildiğinde sessiz kalmayı ya da kısa beden hareketleriyle cevap vermeyi tercih etmektedirler. Bu bireylerde genellikle konuşmak yerine, jestler ve mimiklerle sınırlı iletişim kurma, kafa sallama ya da tek heceli sözcüklerle mırılmanma, fısıltılı konuşmalar görülmektedir.

Utangaçlık oldukça fazla görülmekle birlikte sosyal ortamlarda küçük düşmekten korkma, sosyal izolasyon, geri çekilme, anneden ayrılmama, olumsuz düşünceler, mutsuzluk, öfke nöbetleri, özellikle iletişimde oldukları bireyleri kontrol altında alma ve karşı gelme davranışları temel özellikleri olarak bilinmektedir (Dow, Sonies, Scheib, Moss ve Leonard, 1995). Birey aile dışında sosyal ortamlara katılmak durumunda kaldığında konuşmaya karşı korku geliştirme, donup kalma, içe kapanık beden dili, donuk yüz ifadesi ve tikler gibi davranışlar geliştirmektedirler. Bazı bireylerde karın ağrısı, kusma, ishal gibi psikosomatik rahatsızlıklar da duruma eşlik etmektedir.

Selektif Mutizme Neden Olabilecek Sebepler Neler Olabilir?



  1. Taşınma, göç
  2. Yeni girilen ortama alışamama durumu
  3. Sosyal izolasyona maruz bırakılma
  4. Ailenin kaygıya genetik yatkınlığı
  5. Ailenin sosyo-ekonomik durumu
  6. Aşırı kaygılı ve koruyucu aile
  7. Travmatik anılar
  8. Ailede dayak ve cinsel istismarın olması
  9. Ebeveynde konuşma bozukluğu olması
  10. Güncel evlilik sorunları
  11. Aile içinde karşılıklı bağımlılık

 

Selektif Mutizmin Belirtileri Nelerdir?

 

Bireyin konuşma becerisini sadece belli ortamlarda kullanması, özellikle toplumsal durumlarda konuşmamayı tercih etmesi belirtilerin başında gelmektedir. Buna bağlı olarak bireyin sosyal hayatı ve eğitim hayatını etkilenmektedir. Birey ihtiyaçlarını karşılama ve duygularını ifade etmede çoğunlukla kafa hareketleri gibi sözsüz dil kullanmaktadır. Bu durumun selektif mutizm olması için belirtilerin en az iki ay devam etmesi gerekmektedir.

 



Selektif Mutizmli Çocukların Özellikleri

Selektif mutizmli çocuklar genellikle yüksek düzeyde çekingen, içe kapanık, hassas ve ürkek görünmektedir. Sıklıkla ailelerine özellikle de annelerine aşırı bağlılıkları göze çarpmaktadır. Genellikle ayrılık kaygısı yaşamaktadırlar. Aile içinde yaşanan problemler durumu tetiklemektedir ancak mutizm oluşturmak için tek başına sebep değildir. Durumu kontrol altına almak için gereken tıbbi ve eğitimsel destek alınmadığında bireyin eğitim, iş ve sosyal yaşantısındaki verim ve kalite düşmektedir. Ayrıca tanı konmasının gecikmesi, aile desteğinin az olması ya da hiç destek olmamaları süreci olumsuz etkilemektedir.



Selektif Mutizm Nasıl Tedavi Edilir?

Bireye seçici konuşmazlık tanısı koymadan önce zeka düzeyi, ses kaybı, işitme sorunları ve otizm taramasından geçmiş olması bireyde başka engel olup olmadığından emin olunmalıdır. Bazı bireylerde göz kontağı kurmakta zorlanmanın bulunması veya göz kontağı kurmayı istememe, evde veya okul gibi sosyal ortamlarda verilen görevleri yapmaktan kaçınma eğiliminde olmaları diğer tanılarla karıştırılabilmektedir. Tedavinin öncelikli amacı kaygıyı azaltmak, özgüven ve benlik saygısını yükseltmek, bireyin sosyal ortamlarda daha rahat hareket edebilmesini sağlamaktır. Aile terapisi, oyun terapisi, bilişsel davranışçı terapi ve bazı durumlarda da ek olarak ilaç tedavisinin birlikte uygulandığı bir süreçten geçmektedir.

Seçici konuşmazlık tanısı konan bireylerin tedavi sürecinde aile, okul, uzman danışman ve psikiyatristlerin birlikte çalışması iyileşme süreci için önemli yer tutmaktadır. Okul çağındaki bireylerin okuldaki öğretmenleri durum hakkında bilgilendirilmeli, bireye güven ortamı sağlanmaktadır. Seçici konuşmazlık tanısı alan bireyler konuşamayan değil, kaygı ve güven problemleri dolayısıyla konuşmakta zorluk çeken bireylerdir. Bu nedenle tedavide bireyin genel kaygısının azaltılmasına yardımcı olmak, benlik saygısını yükseltmek, bulunan sosyal ortamın güvenli olduğunu ve güvenin koşullara göre değişebileceğini görmesine destek olmak, yükselen kaygı durumlarında kendisini rahatlatabilmesi için baş etme yöntemlerini bulmasına yardımcı olmak yer almaktadır. 

Ailenin Tedaviye Katkısı

 



  • Bireyin kaygı, korku ve kendini ifade etmek istememe durumunun olduğu gibi kabul etmesi, ev içinde güven ortamı oluşturulması,
  • Ebeveynlerin bireyin durumunu anladıklarını göstermeleri ve yardımcı olmak için gönüllü olduklarını belirtmeleri,
  • Çocuğa konuşmadığı zamanlarda ceza ve konuştuğu zamanlarda ödül vermemeleri, çocuğun kesinlikle tehdit edilmemesi,
  • Çocuğa benlik saygısını güçlendiren övgülerde bulunulması, özsaygısını zedeleyecek davranışlardan kaçınılması,
  • Dans, tiyatro, resim, jimnastik, yüzme gibi aktivitelere katılımının sağlanması, zevk aldığı etkinliklere devam ettirilmesi,
  • Anne-babanın evde çocukla geçirdiği kaliteli oyun zamanına özen gösterilmeli,
  • Çocuğun iletişimde olduğu yaşıtları ile sık sık bir araya getirilmesi ve birlikte zaman geçirmelerinin teşvik edilmesi ancak baskı yapılmaması,
  • Kendisinden yaşça küçük çocuklarla vakit geçirmesi için ortam sağlanması,
  • Aileyle açık hava aktivitelerine katılması,
  • Basit gevşeme ve nefes tekniklerinin öğretilmesi,
  • Çocuğun psikoterapi görmesinin sağlaması ve sürekliliğini aksatmaması.

 

355895

Kişi Okudu

Meliha Merve Çivikakan
KidologLogo

Teknik Destek
(10:00-23:59)

+90(850) 840 11 39

App Store

Google Play

Spotify

karekod

' Bilinçli ebeveynler mutlu nesiller '

* Kidolog E-Bülten Üyeliği ile Bizden Haberdar Olun

© 2024 kidolog.com /Tüm hakları saklıdır.