kidologlogo

Psikoz Nedir? Psikozun Belirtileri Nelerdir?

Psikoz, temelde gerçeklik ile ilişkinin kesilmesi durumudur. Psikozu gerçek olmayan inanışlarda bulunması, gerçek olmayan şeyleri duyması görmesi şeklinde tanımlanır.



Psikoz Nedir?

Psikoz, temelde gerçeklik ile ilişkinin kesilmesi durumudur. Psikozu gerçek olmayan inanışlarda bulunması, gerçek olmayan şeyleri duyması görmesi ya da gerçekle hayal ayrımı yapamaması şeklinde tanımlamak mümkündür.

Psikoz, iyileşme ihtimali olan bir hastalıktır. Fakat tedavi edilmediği takdirde ya da tedaviye geç kalınması durumunda kişilerde saldırganlık veya endişe durumu görünür. Kişi, çoğu zaman abartılı davranış ve duygular içerisinde olur.

Bu gibi durumları yaşayan insanlar, gerçekliği olmayan duydukları ya da gördükleri şeylere bağlılık sergiler. Durumu etkisiz kılacak kanıtlar sunulsa dahi genelde bunu kabul etmekten kaçınır. Bu duruma ise sanrı adı verilir.  

Şizofreni gibi bozukluklar, genel olarak gençlik yıllarının sonları ya da yetişkinlik başlarında kişide ilk kez psikoz oluşturur. Psikozun ilk evresinden önce dahi, hareket etme ya da düşünme şeklinde değişiklikler görülür.

Bu dönemin günler, aylar hatta yıllar boyunca sürme ihtimali dahi vardır. Bazı durumlarda şizofreni ya da bipolar bozukluk gibi bir hastalık olmasa dahi gerçeklikle bağ kopar. Bu durum ise ikincil psikoz denir. Bu nöbetler ise tıbbi bir durum ya da madde kullanımı gibi farklı bir nedenden kaynaklanır. Sebep fark etmeksizin, kısa sürede kaybolma eğilimindedir. Tedavi sonucunda genelde tekrar etmesi engellenir. 



Psikozun Belirtileri Nelerdir?

Psikoz, genelde ani bir şekilde başlamaz. Çoğu zaman bir düzen izler. Çevreyi düşünme ve anlamlandırma şeklinde kademeli bir değişiklik halinde kendisini gösterir. Bu noktada kişi ve yakınlarının fark edeceği durumlar ortaya çıkar. 

Akademik kariyer ve iş performansında gerileme, konsantre olmada zorluk çekme, kişisel bakım ile hijyen eksikliği, başka kişilerin yanında huzursuzluk ile şüphe, yalnız zaman geçirme sürelerinde artış, duygularda orantısızlık ya da duygu hissetmemek gibi belirtileri söylemek mümkündür.

Kişi yakınlarından kendisini soyutlar. Alışılmadık inançlara sürüklenir. Net düşünemeyip başkalarının görmediği şeyleri görür, duyar ya da tadar. 

Psikoz yaşayan hastalarda sıklıkla sanrı ve halüsinasyon halleri gözlenir. Bunlar kişiye gerçekmiş gibi bir hissiyat verir. Psikozun belirtilerinden kısaca söz etmek mümkündür. 



Halüsinasyon 

Duygusal bir algı olan halüsinasyon, dış uyaranların yokluğu durumunda ortaya çıkar. Duyma, görme, koku alma ya da hissetme duyuları yoktur. Halüsinasyon gören kişi, gerçekte olmayan şeyler görebilir ya da yalnızken birilerinin konuştuğunu duyar.

3 tür halüsinasyon bulunur. Yalnızken sesler duymak, işitsel halüsinasyondur. Açıklanamayan tuhaf duygu ya da hisler dokunsal halüsinasyondur. Olmayan insan ya da nesneleri görmek ise görsel halüsinasyondur.



Sanrılar

Doğrular ve gerçeklerle zıt olmasına rağmen ısrarla bağlanılan inanış y da izlenimlere sanrı denir. Fiziksel sanrılar, büyüklük sanrıları ve paranoya vardır. Sanrı gören kişi birtakım gizli mesajlar aldığını ya da takip edildiğini düşünür. Fiziksel sanrı yaşayan insan, sağlıklı olduğu halde ölümcül hastalığa yakalandığı inancını benimser.

Büyüklük sanrısı yaşayan insan ise kendisini abartılmış bir derecede önemli bir kişi olarak görür. Normal düşünce tarzına uyumsuz aynı zamanda mantığı olmayan inançlar, dış güçlerin eylem ve duyguları kontrol ettiğine inanma, küçük olaylardan büyük anlamlar çıkarma, özel güçlerin olduğu düşüncesi, özel görevde olduğunu düşünme ya da kendini tanrı olarak düşünme gibi etkileri vardır.



Düşünce Bozuklukları

Düşünce bozuklukları, düşüncelerin hangi şekilde organize ve ifade edildiği ile ilgili bir rahatsızlıktır. Düzensiz düşünceye sebep olur.

Kişinin konuştuğu sırada ya da yazarken kendini alışılmadık biçimde ifade etmesine yol açar. Düşünce biçiminde bozulma meydana gelir. Şizofreni ve diğer psikotik bozuklukların temel belirtilerindendir.

Bu belirtiler gözlenebildiğinden psikozun şiddetinin değerlendirilmesine yardım eder. Düşünce bozukluğu ile ilişkili de bazı belirtiler vardır. Bunlar da kısaca; konuya odaklanamama, konuşmada eksiklik, hızlı konuşma, mantıksız ve tutarsız konuşma şeklindedir.



Konsantrasyon Eksikliği

Konsantrasyon eksikliği yaşayan kişi, yapmak istemediği her olayı erteler ya da çeşitli bahaneler öne sürer. Bazı çocuklar verilen bir işe karşı dikkatini toplamakta güçlük çeker. Bu durumun altında ise hayal kırıklığı, duygusallık ya da kaygı gibi durumlar barınır.

Ana nedenleri anlayıp çözüm yolları oluşturmak için davranışları gözlemlemek yararlıdır. Konsantrasyon eksikliği, günlük hayatın konforunu azaltır. Kişi, yaptığı işleri tamamlarken zorlanır. Zaman ve emek açısından ciddi kayıplar ortaya çıkar. Bunun sonucunda da yapmaktan keyif alınan etkinlikler için yeterli zaman olmaması durumu meydana gelir.



Psikotik Bozuklukta Risk Faktörleri Nelerdir?

Her psikotik bozukluğun kendine özel nedenleri ve özellikleri bulunur. Bunların sebepleri ise tam olarak saptanmış değildir. Erkek ve kadınlarda kendisini aynı oranda gösterir. Genel olarak ergenliğin sonları ve yetişkinliğin başlangıcında ortaya çıkar. Psikoza neden olan bazı risk faktörleri bulunur. Bu faktörler; beyindeki anormallikler, genetik yatkınlık, vücuttaki dopamin oranı, alzheimer, AIDS, bazı ilaçlar, madde kullanımı, travmalar, uykusuzluk, stres ve kronik depresyon şeklinde ifade edilir.



Psikoza Neden Olan Hastalıklar Nelerdir?

Psikozun kendiliğinden değil birtakım sebeplerden sonra olma durumu vardır. Bahsedilen sebeplerin başında da bazı hastalıklar gelir. Alzheimer, demans, neyin tümörleri, HIV, Parkinson, kanser ve türevleri psikoza neden olan hastalıklardır.



Psikoz Hastaları Nasıl Davranır?

Psikoz hastalığı sürecinde kişinin düşünce ve algıları bozulur. Kişiler böyle bir durumda neyin gerçek olup neyin gerçek olmadığını anlama konusunda güçlük çekerler. Hasta, sanrı ve halüsinasyon durumları içerisinde olur.

Tutarsız, anlamsız konuşma, uygun olmayan davranışlar yapma halleri vardır. Psikotik bir kişi ayrıca motivasyon eksikliği, kaygı, uyku sorunları, sosyal alandan soyutlanma ya da depresyon gibi zorluklar yaşar.



Psikoz Tedavisi Nasıl Yapılır?

Psikoz, tedavi edildiği zaman tam iyileşme sağlanabilecek bir hastalık türüdür. Genel olarak birkaç farklı tedavi yöntemi uygulanır ve olumlu sonuçlar elde edilir. Uzmanların psikoz tedavilerinde sıklıkla uyguladıkları tedavi şekilleri vardır. Bu tedavi şekillerinden kısaca söz etmek mümkündür. 



Hastanın Sakinleştirilmesi

Psikoz tedavisi sürecinde, hastalar aşırı endişeli, stresli ya da tedirgin duygu durumları içerisinde olur. Bu nedenle kendilerine ve başkalarına zarar verme eğilimleri vardır. Bu durum ile karşılaşıldığında ise doktor ya da hemşire hastayı sakinleştirmek için enjeksiyon uygular.



İlaç Tedavisi

Psikoz tedavilerinde en etkili yöntemlerden biri olan ilaç tedavileri de doktor kontrolünde ve düzenli şekild3 kullanılır. Bu sayede iyileşme sağlanır. Verilen antipsikotik ilaçlar halüsinasyon ve sanrıları azaltır.



Terapi

Terapistler, düzenli görüşmeler beraberinde hastalara tam iyilik halini sağlamak suretiyle onların normal yaşantısına dönmesine ve uyumunu yakalamasında katkı sağlar. Psikozlu hastanın tedavi sürecinin kısalığı ve iyileşmesinin hızlı gerçekleşmesi için aile üyelerinin alacağı terapiler de önemlidir. Terapi sürecinde hasta yakınlarının edineceği bilgiler, hem hastanın hem de kendilerinin bu süreci en iyi şekilde atlatmasına katkı sağlar.



Hasta Yakınlarının Yaklaşımı Nasıl Olmalıdır?

Psikotik bozukluğu bulunan kişilerin yakınlarının ilk etapta hastalık hakkında bilgi sahibi olması, hastalığın tedavisi hakkında doğru bilgiyi edinmesi ve bilimsel olmayan tedavi yöntemlerinden uzak durması önem taşır.

Hastalığın ilk safhalarında kişinin kendini dış çevreden izole etme ihtiyacı doğar. Bu dönemde tedavi edici konuşmalara girmek uygun değildir. Hasta yakınları hem hastalığın ortaya çıkışında hem de tedavi sürecinde son derece önemli bir rol oynar. 

Hastalığın ortaya çıkardığı fiziksel ve duygusal zorluklar ile baş çıkabilmek için yeterli bilgi edinmeleri gerekir. Sakin, sabırlı ve hastalığı anlamış oldukları zaman hasta kendisini güvende hisseder. Bu durumda tedavi de daha kolay bir hal alır. Kriz durumlarında ses yükseltmemek ya da fiziksel şiddet uygulamaktan kaçınmak gerekir. 

Hasta halüsinasyonlar gördüğü ya da çeşitli sesler işittiğini söylediğinde onunla bu olayların doğruluğu hakkında tartışmaya girmekten çekinilmesi en doğru yaklaşım olur.

Tedaviler asla aksatılamamalıdır. Uzman doktor kontrolünde gerçekleşmelidir. Ek tedavi ya da ortaya çıkan ek hastalıklar durumunda doktora bilgi sağlanmalıdır. Bu sayede süreci daha verimli ve faydalı şekilde geçirmek mümkün hale gelir. 

151918

Kişi Okudu

Kidolog
KidologLogo

TR

Teknik Destek
(10:00-23:59)

+90(850) 840 11 39

App Store

Google Play

Spotify

karekod

' Bilinçli ebeveynler mutlu nesiller '

* Kidolog E-Bülten Üyeliği ile Bizden Haberdar Olun

© 2024 kidolog.com /Tüm hakları saklıdır.