kidologlogo

Çocuğum Paylaşmıyor

ÇOCUĞUM PAYLAŞMIYOR

Sosyal bir canlı olan insan, toplumsal becerileri yerine getirebildiği ölçüde sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürebilmektedir. Sosyal davranışları öğrenmek ve buna uygun davranmak toplumsal kabulü, arkadaş edinebilmeyi, bir gruba dahil olabilmeyi beraberinde getirmektedir.

Sosyal beceriler, bebeklik döneminden itibaren ortaya çıkmaktadır. Bebekler doğduklarından itibaren insan yüzüne, sesine tepki vermektedir. Bu sosyal yönelim sayesinde hayatta kalacaklarını içgüdüsel olarak bilmektedir. Kendisi dışındaki kişilerin varlığını ilk aylarda fark etmekte ve onlara sosyal tepkiler vermeye başlamaktadır. İlk sosyal gülümsemeler iki ay civarında görülmektedir.

Çocuklar okul öncesi döneme geldiklerinde sosyal kuralları öğrenmeye başlamaktadır. Ancak   kimi sosyal becerilerin kazanılması için henüz yeterli bilişsel olgunluğa sahip değillerdir.

Bu sosyal davranışlardan biri de paylaşma davranışıdır.

Anne babalar özellikle çocukları iki üç yaşlarındayken paylaşmayı sevmediğinden söz etmektedir. Bu dönem çocukların egosantrik (benmerkezci) oldukları ve dünyayı çevreyi her şeyi kendileri için var olduğunu düşündükleri bir dönemdir. Bu bilişsel gelişimin en temel özelliklerinden biridir ve gelişimin doğal bir sürecidir.

Okul öncesi dönemde çocuklar nesne ve çevre üzerindeki hakimiyetlerini denemekte, güçlerini sınamaktadır. Çocuklar elindeki nesneyi, oyuncağı, yanındaki kişiyi bir başkasıyla paylaştığında o hakimiyeti ve kontrolü kaybetmekten korkmaktadır.

4 yaşa kadar egosantrik dönemde olan çocuğun paylaşımda bulunmaması olağandır.

Yaş ile birlikte bilişsel gelişim ilerlemekte, empati yeteneği gelişmeye başlamaktadır. Çocuk dört yaşlarında, karşısındakinin duygu düşüncelerini anlamaya başlamakta (zihin kuramı) ve benmerkezcilik azalmaya başlamaktadır.

Çocuklara paylaşmayı öğretmek için neler yapılabilir?

  • Öncelikle çocuğa saygı duyulmalıdır. Paylaşmak istemediği oyuncakları/eşyaları olduğundan ısrar edilmemeli, zorla elinden alınmamalı, gizli gizli oyuncağı/eşyası bir başkasına verilmemelidir.
  • Genellikle, eve bir misafir geldiğinde ya da bir eve misafir olarak gidildiğinde, çocuklar arasındaki tartışmalar oyuncak paylaşamamaktan kaynaklanmaktadır.
  • Misafir gelmeden önce bir paylaşım kutusu hazırlayabilir kutunun içine yalnızca arkadaşlarla oynamak istediği, paylaşabileceği oyuncakları birlikte koyabilirsiniz. Bu kutunun üzerine arkadaşlarıyla oynayan çocuk resimleri yapıştırabilirsiniz.
  • Eğer çocuğunuz gittiğiniz bir evdeki çocuğun oyuncağını alıp eve götürmek isterse, çocuğun hizasına inerek ve duygularını ona yansıtabilirsiniz. ‘’Sen bu oyuncağı çok sevdin. Bu oyuncağı arkadaş da seviyor. O üzülecek onu götüremeyiz, buna benzer bir oyuncak alabiliriz, evde senin de buna benzer bir oyuncağın var’’ şeklinde açıklama yapabilirsiniz.
  • Çocuğa onu anladığınızı ifade edebilmek için onun duygularını ifade edebilirsiniz. ‘’Üzgün görünüyorsun, o oyuncağı götürmek istiyorsun, o oyuncağın senin olmasını istiyorsun.’’ gibi cümleler kurabilirsiniz. Ayrıca karşıdaki çocuğun da duygularını fark etmesini sağlamak amacıyla o çocuğun da neler hissettiğini yansıtabilirsiniz; ‘’Arkadaşında üzgün görünüyor, o da o oyuncağını çok seviyor, seninle birlikte oynamak istiyor ama eve götürmeni istemiyor’’ gibi cümleler kurabilirsiniz. Bu açıklamaları yaparken çocuğa yalvarır tonda bir konuşma yapmak yerine net ama yumuşak bir tutum sergilemeye özen gösterebilirsiniz.
  • Çocuk sizi dinledi ve anladı ancak hala oyuncağı bırakmakta zorlanıyorsa oyuncakla bir süre daha oynaması için fırsat tanıyabilirsiniz. Halen bırakmak istemezse nazikçe sarılarak oradan ayrılmayı deneyebilirsiniz.
  • Oyun ‘’hayatın provası’’ olduğu için çocuğun kaybetmeyi, her istediği şeyin olamayacağını deneyimlemesine de fırsat verebilirsiniz. Bu duyguyla baş edebilmeyi öğrenmelidir.
  • Paylaşmayı öğrenebilmek için çocuklar uygun bir model görmeleri gerekir. Siz de paylaşımda bulunurken çocuğu bu süreçlere dahil ederek sizi gözlemlemesine fırsat verebilirsiniz. Örneğin komşulara bir yiyecek ikram ederken çocuğunuzu da yanınızda götürebilir, yiyeceğin hazırlanması, paketlenmesi aşamasında çocuğu da sürece dahil ederek paylaşmanın eğlenceli olduğunu gözlemlemesini sağlayabilirsiniz.
  • Size ya da çocuğunuza küçük gelen kıyafetleri ya da çocuğunuzun oynamadığı oyuncakları birlikte hediye paketi yaparak birilerine hediye edebilirsiniz.
  • Çocuklar bazı davranışları oyun içinde içselleştirirler. Çocuğunuzla oyun oynarken seçenek sunulabilir ‘’şimdi birlikte arabacılık oynayacağız hangi arabanı bana vermek istersin’’ gibi cümlelerle sizinle oyuncaklarını paylaşmasını sağlayabilirsiniz. Alma, verme, sırayla oynama oyunlarına yer verebilir, paylaşma davranışını pekiştirebilirsiniz.
  • Yalnızca anne babalar değil öğretmenler de eğitim kurumlarında da sık sık oyuncak paylaşamayan çocukların şikayetlerine tanık olurlar. Bu gibi durumlarda bir süre belirleyip örneğin bir-beş dakikalık kum saati ayarlayıp, üç dakikalık sesli alarm hatırlatıcı kurup, belli süre sonunda zil-def gibi sesli bir hatırlatıcı işaret belirleyip, çocukların oyuncakla sırayla oynamalarını önerebilirsiniz.
  • Kimi okullarda oyuncak günleri olmakta ve çocuklar birbirlerinin oyuncaklarını alarak geri vermek istememektedir. Bu durumu yaşamamak için çocuklara paylaşamayacağı oyuncakları okula getirmemeleri gerektiğini söyleyebilirsiniz.

Çocuklar beş yaşından itibaren sosyal gelişim açısından oldukça gelişirler ve başkalarının duygularını anlamakta önceki yıllara göre daha iyidirler. Ancak yine de zaman zaman bir eşyalarını paylaşmak istememeleri normaldir.

İlkokul dönemindeki bir çocuğun artık paylaşmayı öğrenmiş olması beklenmektedir.

564743

Kişi Okudu

Eda Biçici
KidologLogo

TR

Teknik Destek
(10:00-23:59)

+90(850) 840 11 39

App Store

Google Play

Spotify

karekod

' Bilinçli ebeveynler mutlu nesiller '

* Kidolog E-Bülten Üyeliği ile Bizden Haberdar Olun

© 2024 kidolog.com /Tüm hakları saklıdır.