kidologlogo

Çevrenin Çocuk Üzerine Etkisi (Reggio Emilia)

 Reggio Emilia Yöntemiyle Harika Çocuklar Yetiştirmek

 

Loris Malaguzzi (1920-1994)

''Çocuklar... İpuçlarını birleştirme, eksik açıklamaların yerine hipotezler geliştirme ve gerçeği yeniden inşa etme yeteneğinin bahşedildiği dedektiflerdir.

En baştan itibaren öğrenmeye duydukları merak, basit ve soyutlanmış şeyleri reddeder. Bunun yerine karmaşık durumlarla ilgili ilişkileri ve farklı yönleri ortaya çıkarmayı severler, benzetmeler yapar, metaforlar kullanır, insanı merkeze alan mantıklı çıkarımlarda bulunurlar.''

 İtalya'nın Reggio Emilia kasabasında faaliyete geçen,  okul öncesi eğitim programıdır.

Kurucusu Loris Malaguzzi'dir.

Çevre, üçüncü öğretmendir.

 

 

 

Çevre, yaşayan ve değişen bir sistemdir. Fiziksel bir mekan olmanın ötesinde, zamanın nasıl kullanılması gerektiğini ve oynamamız gereken rolleri belirler. Nasıl hissettiğimizi, düşündüğümüzü ve davrandığımızı koşullandırır ve yaşamlarımızın kalitesini ciddi bir biçimde etkiler.

(Jim Greenman. 1998. Özenli Alanlar Öğrenme Mekanları Çocuklar İçin İşe Yarayan Ortamlar)

Bu eğitim felsefesinde atalier (stüdyo ya da atölyeler), dokümantasyona oldukça önem verilmektedir.

Küçük gruplar halinde çalışılmaya özen gösterilir.

Aileler ve okul iletişimi oldukça güçlüdür ve işbirliği içinde çalışmalar yürütülür.

Çocuklar ile yaşadıkları tarihsel dönem arasında her zaman güçlü bağlar vardır.

ÇAĞRI

Çocuklar, öğretmenler ve anne babalar olarak zihinlerimize meydan okuyarak, kalplerimizi ortaya koyarak, ellerimizi kullanarak, birbirimizi bütün o karmaşık güzelliği ve gizemi ile dünyayı onurlandırarak gelişmemize ve varabileceğimiz en iyi noktaya varma yolunda hızla ilerlememize fırsat verecek okullar ve eğitimciler.

Doğa Yaklaşımı

Çocuklara çevrelerindeki ekolojik ağın bir parçası olduklarını göstermenin en iyi yolu, dalından bir şey koparıp yemelerini sağlamaktır. Yiyecekleri sadece süpermarketlerde görürlerse yediklerinin kaynağının oralar olduğunu sanırlar. Gidip kırlarda yiyebileceğiniz bir şeyler toplayın. Ya da çocuklarınızı dışarı çıkarıp kendi başlarına karahindiba toplamalarına müsaade edin. Richard Nelson (1994)

Dış dünyanın keşfi aceleye getirilmemeli. Çocuklara dokunma duyularını kullanmalarını, sesleri duymaları, kokuları içlerine çekmeleri için yeterli zamanı -ki bu uzun bir zaman demek- vermeliyiz.

Ağaçlarla temel iletişimimiz sözcüklerle değil, şükran ve minnet hislerine dayanır.

Çocuklara doğa ve çevre ile ilgili bilinç verilirken lirik ve pastoral yaklaşımdan mümkün oldukça kaçınılmalıdır. Ekolojik konularda vaazlar vermek ve bilimsel yaklaşım sergilemekten uzak olunmalıdır.

 

 

Edith Cobb'a göre, yetişkinlikteki yaratıcılığımızın temelinde çocuklukta doğa ile kurduğumuz tabii bağ ve şiirsel izlenimlerimiz yatar.

''Bilişsel süreç, çocukluk döneminde üretken, coşkulu ve ahenkli ve biçimlendirici olmaları itibariyle şiirseldir. Benlik ve çevrenin bir nevi bütünleşmesidir. (s.89)

 

Çocuklar ve Tasarım

 

 

 

Eleanor Duckworth (1995) Harika Fikirlerle Dopdolu Olmak kitabında; çocuklara fikirleirni ifade edecek ortamlar sunmanın ve çocukların fikirlerine açık olmanın öneminden söz etmiştir.

Sanat ve Dil

 

 

Çocuklar için;

 

Sivri uçlu bir nesne çocuk için ''acımasız'' olabilir

Devrilmiş bir bardak ''üzgün'' ya da ''yorgun'' olabilir

Sisli bir gün bir şeyler ''fısıldıyor'' olabilir.

Bu bakış açısı çocuğa metafor kullanma, algıyı ve dili kişiselleştirme yeteneği verir.

Uzman desteği almak için tıklayınız.

Dil ve İletişim

Rus dil bilimci Lev Vygotsky Reggio Emilia anaokullarındaki küçük grup sohbetlerinin gelişimini etkileyen kuramcılardan biridir. 

Barbara Rogof (1990) Düşünmede Çıraklık kitabında Vygotsky'nin kuramına göre çocukların anlayışlarının, iletişim süreçlerine olan katılımları üzerine bina edildiğini ifade eder.

''Çocuklar başkalarının bakış açılarını ve fikirlerini dinlerler, ortak bir noktada buluşmak için kendi kavramlarını esnetirler; başkaları ile işbirliği yaptıkları ya da tartıştıkları, yeni alternatifler bulmaya çalıştıkları, iletişim kurabilmek ya da başkalarını ikna edebilmek için fikirlerini yeniden biçimlendirdikleri katılım süreçleri sayesinde fikirlerini geliştirirler.''

 

 

 

Çocuklar hayatın gerçek anlamını araştırırlar. Bu nedenle onlara cevaplar vermek için aceleci davranmak yerine, onları cevapların nerede yattığı ile ilgili düşünmeye davet ederiz. Burada zor olan dinlemektir. Çocuğunuz size "Ay nerededir?" diye sorduğunda ona bilimsel cevaplar vermeyin. Ona "Bu konuda sen ne düşünüyorsun?" diye sorun. Çocuğunuz bu cevabı, "Sen kendin de düşünebilir, bu soruya yorum getirebilirsin ve fikirlerin benim için önemli " şeklinde algılayacaktır. Bundan sonra onunla beraber cevaplar arayabilir, çocuğunuzun merakını, cevap ararken yaşadığı zahmeti paylaşabilirsiniz. Önemli olan cevaplar değil, süreçtir. Yani birlikte cevap aramanızdır. (McLaughlin'den alıntı, 1995, s.65).

Çocuklar soyut düşünme yeteneğine henüz sahip olmadıklarından gerçekçi açıklamalar onlar için çoğu zaman bir şey ifade etmez. Çocuğa bilimsel olarak doğru cevaplar veren yetişkin, bir şeyleri netleştirdiğini düşünürken aslında çocuğun kafasını karıştırır ve çocuk kendini bertaraf edilmiş hisseder. Çocuk cevabı kabul etse bile doğru soruyu sorup sormadığından şüphe duymaya başlar. (Bruno Bettelheim, 1997, Sihrin Kullanımı)

 

 Animizm

Reggio Emilia'daki eğitimciler animizmi ne olumsuz algılar ne de çocuk aklının bir evresi olarak görür. Onlara göre animiz, bizden farklı olduğunu düşündüğümüz varlıklarla ilişki içinde olmayı öneren dünyaya dair bir yaklaşım.

Reggio Emilia Okullarının Fiziksel Özellikleri

 



  • Alçak pencereler sayesinde ferah ve havadar alanlar
  • Işıl ışıl
  • Cezbedici
  • Düzenli
  • Duvarlar açık renk
  • Zemin neşeli
  • Saydamlık
  • Giriş aile ve çocuklar için cezbedici
  • Temiz çevre
  • Estetik

 

Kullanılan Materyaller

 



  • Kil
  • Işıklı masalar
  • Siyah beyaz fotokopiler
  • Tel
  • Aynalar

 

 

Reggio Emilia Yönteminde Eğitmenin Rolü

Çocukları ilgiyle dinleyecek kadar rahattır ve çocukların kapasiteleri ölçüsünde dile getirdikleri ve hemen göze çarpmayan gelişimlerini dikkate alır. Çocukların dikkatini daima ve tekrar tekrar kendi hayatlarının özü üzerine düşünmeye yönlendirir ve onları dünyaya bağlayan kendi dillerine çevirir. Bunları yaparken de bir başlangıca ön ayak olduğunun farkındadır. Çocukların süreçte etkin olabilmesinin yolunun kendi hal, tavır ve davranışlarından , onlara imkan tanımasından geçtiğini bilir

Connie ve Harold Rosen (1974). The Language of Primary School Children. s.228.

 



  • Bir taraftan çocuğun inisiyatifini ele almaya yardım eder, diğer taraftan onun hayret duygusunu uyandırmalı, dikkatini canlı tutmalı ve onu yeni bir anlayış düzeyine çıkmasını sağlayacak ilişkiler kurmaya teşvik ederek çocuğun gelişimine katkıda bulunmalıdır.
  • Önce kendisini biraz geri çekerek çocukları kendi haline bırakır sonra onların fikirlerini öğrenmek üzere yanlarına gider.
  • Amaç öğretmek değil karşılıklı ilişki içerisinde çocukların hayret ve coşkularını paylaşmak olmalıdır.
  • Öğretmenin rolü çocuklara ekolojik ya da biyolojik kavramlar ''öğretmek'' ya da sanat dersi vermek değil onlara özgün fikirlerini geliştirebilmek için merak uyandırıcı ve destekleyici ortamlar sunmaktır.
  • Öğretmen çocuğun doğru cevaplar vermesini beklemez ve doğru cevabın ne olduğuna dair açıklama yapmaz. Öğretmen tartışmayı kolaylaştırmalı, yerinde ve gerekli kadar müdahale etmelidir. Doğru ya da yanlış cevap ve fikir yoktur.
  • Çocuklar hazır olduklarında ilişkileri kendileri kuruyorlar, hazır değillerse kimse onları zorlamıyor. Böylece kurdukları bu ilişkiler onlara ait oluyor.

 

Müfredat

Çocukların fikirlerinin ve merak duydukları konuların öğretmenlerin müfredat hedeflerinin, uyumlu ve yaratıcı yöntemler kullanarak çocukların hedefleri ile bağlantılı hale getirilmesidir. (Cadwell, Fyfe.1997).

Proje/Oyun Önerileri

 



  • Sarı renge farklı isimler verme oyunu (yeşil sarı, muhteşem sarı, konuşkan sarı vb)
  • Çığlık Kavanozu (Haydi çığlıklarımızı kavanozun içine koyalım deyip her çocuk kavanozun içine çığlık atar ve kavanozun kapağı kapatılır. Ardından kapaklar açılır ve çığlıkların duyulup duyulmadığını anlamak için dinlenir. Çevredeki sesler de dinlenip bu kavanozlara konabilir, toprak kavanozu, kuş kavanozu, gökyüzü kavanozu vb.)
  • Evlatlık Ağaç Projesi (ağaçlarını seçme kararı çocuklara bırakılacak, nasıl bakacaklarına karar verecekler, mevsim değişikliklerinde ne gibi değişimler olduğunu gözlemleyecekler)
  • Yaprak Omurgası, kendi omurgamız, beden farkındalığı, nasıl yürür, nasıl konuşur, ne der, ne yer.. Hayvan ve bitki iskelet biçimleri ile kendi bedenleri arasındaki benzerlik ve farklılıklar.

 

????Indra'nın Ağı????Gelişimin Felsefesi????

 



Bütün yaratılışın birbiriyle ilintili olmasını temsil eden Buda heykeli temsili.

????Gelişim biliminde çocuğun çevresini, çevrenin de çocuğu etkilediği grift bir yapıdan söz ederiz. Indra'nın Ağı bize bu grift yapıyı sembolize etmiş adeta.

????‍????‍????‍????Bronferbrenner'ın Ekolojik kuramını hatırlattı bu ağ bana. Çocuğu çevresinden bağımsız düşünemeyiz ve çocuk içinde bulunduğu tüm sistemlerden bir şekilde etkilenir. Sistemler de birbirini etkiler.

????Toplum biliminde de sıkça kullandığımız bireyler mi toplumu toplumlar mı bireyi etkiler tartışmasına belki de son noktayı koyacak bir metafor olacak Indra'nın Ağı.

✍Reggio Emilia eğitim felsefesi de bu ağa benzetilmiş. Yani her bir prensip, bütünün diğer parçalarını birbirine bağlayan bir ağ görevinde.

????????????

"Vermeer’s Hat” adlı kitabında Timothy Brook, metaforu bu sözlerle anlamlandırır.

Bir bütünde her bir parçanın tam olarak bulunduğu ve parçalara bölünemeyen holografik durumun, her bir parçanın bütünü içermesi demek olduğunu biliyoruz.

Böylece bütünün her parçanın içinde gizli bir düzen oluşu ve her nesnenin yalnızca kendisi olmayıp, diğer her nesneyi de içermesi öngörülmüştür. Mikrodan makro kozmosa dek, bütün partiküllerin içinde gizlenen tam bir bütünün mevcudiyeti, hepsinin tek bir Öz’den yapılanmış olması ile açıklanmaktadır (Ercan Uyulan, Yuvaya Yolculuk, 2015).

Değişim İçin

1.adım:

İnsanlara değişimin neden gerekli olduğunu anlatmak

2.adım:

Ne yapılması gerektiğine karar vermek

3.adım:

Gerekli kaynak ve finansmanı temin etmek

 

KAYNAKÇA

Bu blog yazısı Louise Boyd Cadwell'ın Reggio Emilia Yöntemiyle Harika Çocuklar Yetiştirmek adlı kitabından özetlenerek blog yazarı tarafından yorumlanarak yazılmıştır. 

Cadwell, L. (2011). Reggio Emilia Yöntemiyle Harika Çocuklar Yetiştirmek. çev: Akman,A., Topaç, Y. Kaknüs Yayıncılık,İstanbul.

 

 

 

 

 

 

 

254962

Kişi Okudu

Eda Biçici
KidologLogo

TR

Teknik Destek
(10:00-23:59)

+90(850) 840 11 39

App Store

Google Play

Spotify

karekod

' Bilinçli ebeveynler mutlu nesiller '

* Kidolog E-Bülten Üyeliği ile Bizden Haberdar Olun

© 2024 kidolog.com /Tüm hakları saklıdır.