kidologlogo

Çocuklarda Öz Şefkat Gelişimi

Negatif duygu halinin azalmasının en önemli faktörlerinden biri olarak görülen öz şefkat, kişiye hayatın içerisinde acının da varlığını olduğunu kabullendirip kendine karşı olumsuz iç sese karşı olumlu iç ses geliştirme becerisini kazandıran bir kavramdır. Acının hayatın bir parçası olarak görülme durumu, kişiye durumlara karşı farklı bakış açısı kazandırmış ve olumsuz duygu ve durumları daha fonksiyonel kılmıştır. 






Öz Şefkat Gelişimi

Yapılan araştırmalarda da görülmüştür ki, güvensiz aile bağlarına dayanan çocukluk temelleri,kişinin öz şefkat kavramına karşı bir ön yargı oluşturmasına ve şefkat duygusundan korktukmalarına neden olmaktadır. Bu çocukların ebeveyn tutumlarına bakıldığında, ebeveynlerin suçlayıcı,yargılayıcı,eleştirel ve ihmarkar tutumlar sergiledikleri görülmüştür. Bu davranışlar, çocuğun öz şefkat davranışı geliştirmesine engel olmaktadır.

Öz şefkatle ilgili yapılan psikopatoloji çalışmalarına göre, bireyin öz şefkat duygusuna sahip olması, hayatında yaşayacağı olumsuz koşullarda, hem koşullara hem bireylere hemde kendine karşı daha anlayışla yaklaşması için yordayıcı bir faktördür(Leary,2007). Bireyin mutlu olma durumunu hayat amaçlı oluşu ile ilişkilendiren Neely’in yapılan çalışmalarına göre öz şefkat kişinin mutlu olma halini artıran faktörlerden biridir.

Yine yapılan diğer çalışmalarda da görülmüştür ki öz şefkatin bireylerin kaygı ve depresyon geliştirmelerine adına önleyici bir faktör olduğu vurgulanmıştır. Öz şefkatle ilgili çalışmalara bakıldığında yaş ve cinsiyet açısından,kadınların erkeklere göre olaylar karşısında kendilerine yönelik daha çok negatif değerlendirmede bulundukları, daha fazla kimlik arayışı gösterdikleri,olayları daha çok kişiselleştirdikleri belirtilmiştir. Dolayısıyla kadınların daha düşük öz şefkat gösterdikleri yapılan çalışmalar tarafından vurgulanmaktadır. Bu durum bireylerin kendilerine hata yapma hakkı vermemesi,yanlışa karşı gelişen aşırı genelleme halini tetikleyebilir,dolayısıyla psikolojik esneklik ve problem çözme becerilerini de olumsuz yönde etkilemiş olur.






Çocuğun İfade Gelişimi


Çocukluk dönemlerinden itibaren geliştirdiğimiz tüm bu davranış kalıpları,kimliğimiz üzerindeki etkisinin yanı sıra, psikopatolojik durumlara sebep olmaktadır. Çocukken karşı karşıya kaldığımız tüm bu içsel ve çevresel deneyimler, sürekli olarak güvensiz ve kaygı verici olarak algılandığında, bilişsel olarak korku ve anksiyeteye sebep olmaktadır. Bilişsel olarak çocuğun zihninde gelişen düşünce kalıpları, çocuğun kaygı ve depresif belirti geliştirmesine neden olur. Çalışmalarda gözlemlenene göre çocuklarda saptanan en sık düşünce hatası kalıbı kişiselleştirme olmaktadır,bunun nedeni çocuklarda gelişen anksiyete halinin, çocuğun kendi kişisel alanında tehdit ve savunmasızlık olarak algılayışından kaynaklanmaktadır.

Yapılan anksiyete ve depresyon araştırmalarında, ebeveyn tutumunun üzerinde durulmaktadır. Aile ortamı çocuğun, sevgi ve onay almasını sağlamalıdır ki, çocuk kendini ifade edebilecek bir alan oluşturabilsin. Aile ortamında sürekli eleştiri ve fiziksel-duygusal istismarın olduğu ev ortamlarında ,çocuk kendini güvende hissedemediği için sürekli kaygı geliştirmektedir ve bu döngüde kaygı patolojik bir hal alarak, depresif durumla eş tanılı olarak devam etmektedir.

Çocuğun,kendini rahat ifade edebilmesi için, aile tutumunun çocuğa anlayışlı ve duygusal destek gösteren tutumu çocuğun kaygısını ifade etmesine ve aslında sağlıklı baş etme mekanizmaları oluşturmalarına sebep olur. Yine yapılan çalışmalar gösteriyor ki, çocukların algıladıkları ebeveyn tutumları ile birlikte baba figürü daha otoroite olarak algılandığı için, çocuklar kendilerini belirli noktalarda iafede edememektedirler. Bu durumun kültürel sebepleri olmakla birlikte bireysel olarak da farklılıklar göstermektedirler. Kişiler yetişkinlik dönemlerinde, çocuk sahibi olduklarında 31-38 yaş arası babaların daha çok iş dünyası ile uğraşının arttığı, 41-46 yaş arasının daha çok, çocuğu ile farkındalıkla zaman geçirebildikleri söylenmektedir. Babalarla yapılan çalışmalara bakıldığında yine gösteriyor ki, babların ve içerisindeki aktivite yapma oranları cinsiyete bağlı olarak annelerden daha çok olduğu saptanmıştır.

Çocuğun kendini rahat ifade edebildiği,kendi alanını tanımlayabiliriz bir aile ortamı ve ebeveyn tutumu içerisinde olması, çocuk için psikolojik anlamda da destekleyici olmakla beraber, ebeveynin kendi ile kurduğu iletişimin de sağlıklı olduğunu göstermektedir. Ebeveyn tutumuna bakıldığında ebeveynin psikolojik farkındalığı, çocuk ile kurduğu iletişim açısından son derece önemlidir. Psikolojik farkındalık bireyin kendine karşı oluşturduğu farkındalık halidir. Psikolojik bilinç kişinin sağlıklı kimlik yapısının önemli bir parçasını oluşturmaktadır, .ünlü psikolojik bilinç sahibi olan bireyler hem kendi duygu ve düşüncelerinin farkındalık yetisine sahip olmakla beraber, başkalarının duygu ve düşüncelerini anlamaya da istekli olduğu için birey için yeni olay ve durumlara uyumunu kolaylaştırabilecek bir bilinç halidir(Roxas ve Glenwick,2014). Kişinin hayatında uyum sağlayan bir bilinç haline sahip oluşu, yetişkinlik dönemlerinde olumsuz hayat şartları karşısında kendilerine ve çevresindekilere daha koruyucu ve olumsuzu önleyici şekilde davrandıkları saptanmıştır. Psikolojik farkındalık sahibi olan kişiler, kendi duygu ve düşüncelerinin de gözlemlenmesi ile birlikte bireyi bilinç haline dönüştürmektedir. Eyleme dönüşme kısmında da bireye kendini şefkatle yaklaşmasını sağlayacak bir rol üstlenmektedir.






Öz Şefkat Yaklaşımının İletişimle İlişkisi

Çocukların kendilerine ve dünyaya olan ilişkilerinde olan yaklaşımın şefkat içeriyor olması, çocuğun öz sevgi ve baş etme becerilerinin de daha sağlıklı olmasını sağlayan temel kaynak olacaktır. Bireyin öz sefkat konusunda bilgilenmesi çocuğun da aynı şekilde rol model almasına neden olmaktadır. 

Öz Şefkat ve Gelişimi ile ilgili bilgi almak için tıklayınız. 

64503

Kişi Okudu

Dilayda Işık
KidologLogo

TR

Teknik Destek
(10:00-23:59)

+90(850) 840 11 39

App Store

Google Play

Spotify

karekod

' Bilinçli ebeveynler mutlu nesiller '

* Kidolog E-Bülten Üyeliği ile Bizden Haberdar Olun

© 2024 kidolog.com /Tüm hakları saklıdır.